Hacı Sabancı İlköğretim Okulu
Özel Web Sitesi

   
  Hacı Sabancı İlköğretim Okulu 1-C
  Yazi.3
 

büyüt   küçült
EĞİTİM SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI
Eğitimde çocuklarımıza vereceğimiz eğitim, bizim yapamadıklarımızı yapmaları, bizim yaşayamadıklarımızı yaşamaları içindir. Bir eğitimci olarak kendimizi geliştirebilmeye bir bütçe ayırabiliyor muyuz? Devlet okullarında öğretmenler , öğrencilere bir şeyler verebilmek için kendilerini parçalıyorlar.
 
Yine devlet okullarındaki sosyal etkinlikler öğretmenlerin çabasıyla gerçekleştiriliyor. 8.sınıf öğrencisi tiyatrocu olmak istiyorsa ve böyle bir bölümün lisede olmadığını öğrendiğinde üniversiteye kadar ne yapacağını sormakta haksız sayılmaz. Göstermelik meslek seçimi olmamalı. Yönlendirme 6. sınıfta başlayıp, 8. sınıfta belli olmalı. Öğrencinin diploma notuna bakıp öğrenciyi yerleştirmek hatalı aslında. 3.3 falan okula, 4.1 süper liseye bir diğeri filan liseye derseniz. Endüstri Meslek Liselerinden mezun olanların hangisine iş bulabilirsiniz?
 
Çocuklarımızı kah kredili sisteme kurban ettik. Kah 0.02lik üniversite sınavlarına feda ettik. Bizler eğitimciler olarak yarattığımız dünyadan memnun muyuz? Eğitimde en büyük sıkıntı kaynak yetmezliği olarak görülüyor ki doğrudur. Bu ülkede 60 bin okul var. 80 bin cami var ve bu camileri vatandaş yaptırıyor. Buna önayak olan insanlar başarılı oluyorsa okullaşma ve katkı payları konusunda da sırasıyla bakanlığın, okul idarelerinin, okul aile birliklerinin ve öğretmenlerin inandırıcı olmaları gerekir.  Param yok diyen velinin kolunda birkaç bileziği varsa ve lüks sigara içiyorsa parayı vermeli, hesabını da denetlemelidir. Katkı paylarında öğretmen tahsildar durumuna düşmektedir.( Paraya el sürmeyin, para ateştir) Veli okuldan sosyal faaliyet ister verdiği paranın yerli yerinde kullanıldığını bilmek ister. Ayrıca Milli eğitime ayrılan payların kalkmasını ister. Yetiştirme kurslarından milli eğitim payına düşen parayı da bir türlü anlayabilmiş değiliz doğrusu. Çalışan ben parayı alan başkası. Şimdi burada gelen tepkileri karşılama konusunda eğer sesimizi kavga etmeden duyurmaya çalışmazsak bir sonuca ulaşamayız. Belki bir okul tüm toplumu temsil edemez ama kamuoyu oluşturulduğunda problemler zaman içinde çözümlenir.bugünkü kullanılan yöntemi biçimiyle katkı payları öğrenciyi öğretmene, öğretmeni müdüre karşı zor durumda bırakan bir yöntem, olmaz böyle şey. Herkesin bütçesinden işverenden, işçiden, memurdan herkesten kesilip bir fonda toplanmalı. Toplanan bu paralar şimdiki toplanan para gibi devlet açıklarını kapatmaya değil, gerçek veliler ve gerçek öğretmenlerin oluşturduğu bir kurul harcamaları gözetlemelidir, denetlemelidir.
 
Eğer devlet eğitime yeterince para ayırmış olsaydı güneydoğu sorunu olmazdı. Türkiye’de özel eğitimin payı %1 bakanlık özel eğitim kurumlarını destekleyeceğini ilan ediyor. Halbuki eğitim bir meta değil, bir kamu hizmetidir. Bu hizmetten yararlanmak her vatandaşın hakkıdır. Ben çocuğumu özel okula gönderemiyorum. O halde özel okula karşıyım düşüncesi de yanlış. Devlet bana versin, ben de çocuklara vereyim düşüncesi de yanlış. Eğer öyle olsaydı “Dünya dönüyor” denmezdi. Eğitim yerel olmaktan çok ulusal olmaya, ulusal olmaktan evrensel olmaya yönelik olmalıdır. Devlet okulları  yoksulluk içinde iken özel okullara ve vakıf üniversitelerine devletin yardım etmesi yanlıştır. Çünkü zaten onlar parayı alıyorlar. Devlet diyoruz, halbuki bizler zaten devletin birer parçasıyız. Bir noktada devlet biziz. Kimden yakınıyoruz?
 
Bugün Türkiye’de eğitim gün geçtikçe gerilemektedir. Öğretmenlerin sayısal açıdan yeterli olması yetmez. Öğretmenler kalite açısından da yeterli olmalıdır. Her alanda rehberlik, kurslarla öğretmenlere kazandırılmalıdır. Zaten “Öğretmen öğretmez, rehberlik eder” sözü de bu yöndedir.
Okullar sadece diploma alınan yer olarak görülmektedir. Eğitim alınan yer olarak görülmemektedir. Çünkü eğitim verilmiyor. Uygulama sıfır. Halbuki kaliteyi yaygınlaştırarak çözüme ulaşabiliriz. Türkiye’deki üniversiteler bilgi üretemiyor. Ne gerek var (!) Amerika üretiyor. Bizimkiler teknisyen olsunlar. Bu ülkede yabancı üniversiteleri bitirip gelenler daha ön plandadır.
 
Eğitim sorunları kırk yamalıklı bohça gibi, bir ipini çeksen kırk yamalık dökülecek maalesef. Hızlı nüfus artışı eğitimin önünde duran en büyük sorun. Almanya, Fransa’da 600 bin öğrenci okula başlar Türkiye’de 1.5 milyon öğrenci okula başlıyor. Eğitim politikalarının çözümünü siyasiler değil de Danıştay, Sayıştay gibi bağımsız bir kurul oluşturulursa , (efendim Talim Terbiye var ya) eğitim alanında yapılacak işler başarıya ulaşır. Bu bağımsız kurul bölgelerden, basından, bakanlıktan, halktan temsilcilerin oluşturduğu bir kurul eğitim politikalarını belirlemelidir.
 
Bazıları dershaneler olmasın diyor. O zaman her okulda niçin ABCD li sınavlar var. Niçin üniversitelere giriş için sınav yapıyorsunuz? Çocuklar dershaneye silah zoruyla gelmiyor. Bir katkısı olmasa çocuklar gelmez. Dünyanın her yerinde eğitim sorunları tartışılıyor. Bugün okula giren bir öğrenci 20 yıl sonra ne olacağını, hangi teknoloji ile karşılaşacağını sorguluyor. E-posta, internet 20 yıl öncesinde var mıydı, yoktu.
 
Genel değerlendirme olarak herkes çocuklar adına bir şeyler söylüyor. Birisi kendisine meta arıyor. Birisi kendi elinde yetişmesini istiyor. Çocuğun kendisine soran yok. H. A.


 

                                                                        

 
 
 

© 2008-2009 [ HACI SABANCI İLKÖĞRETİM OKULU ] Bilgi paylaştıkça Çoğalır...  Herşey Daha Mutlu ve Güçlü Türkiye İçin... [SİTEMİZDE] Bilgi yarışmaları, Canlı testler, Flash ders anlatım linkleri, Yararlı Linkler bölümleri. Sınıfımıza ait etkinlikler"Testler, Dökümanlar" ve Öğretmen siteleri bölümü ile özgün sorularla online sınav heyecanını yaşayın.... Bizi izlemeye devam edin...

 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol