Hacı Sabancı İlköğretim Okulu
Özel Web Sitesi

   
  Hacı Sabancı İlköğretim Okulu 1-C
  Yazi.5
 

büyüt   küçült
KİŞİLİK GELİŞİMİ ÜZERİNE
 Her insan, her hayvan ve her bitkinin doğuştan getirdiği tek amacı vardır: “Kendini olduğu gibi geliştirmek.” Doğada insan dışında bütün canlılar kendisi olmaya çalışır. Halbuki insan, kaygılar içindedir. “Bana, ne derler?” kaygısıyla yaşayan insanların kişiliği tam gelişmemiştir. Halbuki hiç kimseden izin almadan ya da özür dilemeden "ağacın gelişmesi" gibi insanın da kendisini geliştirmesi gerekir.
 Kişi kendisi ile “dürüst” bir ilişki içinde ise, diğer kişilerle de ilişkisini bu dürüstlük bilinci üzerine kuracaktır. İnsan, ancak tutabileceği sözleri vermeli. Gerekiyorsa hayır demesini bilmelidir. “Hayır” demek cesaret ister, diyeceksin. Başkaları kırılır mı, alınır mı, beni sevmezler mi, hakkımda acaba ne düşünürler… gibi sorular içinde hayatımızı düzenlemeye kalkarsak, “hayır” diyemeyiz. Halbuki güçlü insan, hayatının direksiyonunu elinde tutan insandır.
 “Düşünürüm, isterim,yaparım” duygusu içinde yaşar. Hayır demesini bilmeyen kişi güçsüz kişidir. Hayır demesini bilmeyen kişinin evetinin de bir anlamı yoktur. Kendi hayatımızla ilgili kararları birey olarak kendimiz vermeliyiz. O zaman güçlü oluruz. Yoksa övgü bekleyen, aferin bekleyen, takdir, beğeni bekleyen kişi, güçsüzdür, özgür değildir. Hayatımızı tribünden seyrediyorsak kendimizi güçlü hissetmemiz imkansızdır. Böyle kişiler için “on altısında öldü, altmışında gömüldü” derler. 
 Kişinin huzursuzluğu, mutluluğu, sıkıntısı, depresyonları kişiyi uyandırmaya çalışan dostlarıdır. Sanki ona, “kendi değerlerine dön. Başkaları için yaşama, kendin için yaşa. Kendi hayatını kendin inşa et.” der gibidir. “Yetişkin çocuklar” olmaktan kurtulmalıyız.
 Hayatımızı yaşarken bir yerlere ait olduğumuzun bilinci ile kişiliğimiz hakkındaki dengeyi iyi kurmalıyız. İnsanlar mutlaka bir takım sosyal roller üstlenmelidir. (evlenme, ana-baba olma gibi) Çünkü bu sosyal roller içinde hayatımızı sürdüreceğiz. Önemli olan bu sosyal rollerin bize empoze mi edildiği, yoksa bu sosyal rolleri kendi isteğimizle mi üstlendiğimizdir. Eğer bu rolleri kendi isteğimizle geliştirmişsek, birey olarak gelişmişiz demektir. Yok eğer bu roller bize dışarıdan telkinler sonucu ulaşmışsa biz hala bir yerlere aitiz demektir. Kişiliğimiz tam oturmamış demektir.
 (Birey olarak) Ben yürümek istiyorum. Bana katılır mısınız? Katılırsanız (ait olma durumundasınız) Lokantada hesabı ödemek istiyorum karşı çıkarsanız (birey olmak istiyorsunuz) anlaşıyoruz (ikimizde birey olduk) 
 Kişilik gelişiminde barışçı rolleri üstlenen kişilere de rastlarız. Barışçı olabilmek büyük cesaret ister. Biz genellikle barışçı insan denilince suya sabuna dokunmayan, bukalemun gibi insanı algılarız.
 Bizim kültürümüz bireyi, kişilik gelişiminde bağımsız kılmıyor. Bizi kişilik sahibi (birey) yapmıyor. Mutlaka bir otoriteye bağlıyor. Halbuki kişinin kendisinden korkmaması, kendisiyle yüzleşmesi gerekir. “Kişinin kendi nefsiyle mücadelesi” tabiri bu anlamdadır. Sokrat “incelenmemiş bir hayat yaşanmaya değmez” der. Eflatun “Kendini bil, ne istediğini bil, zayıflıklarını bil” der. İnsanlar seni nasıl algılıyorlar? Farkında ol. Kişilik gelişiminde “evet” ve “hayır” kelimeleri birer cümledir. Unutmayalım… H. A.



 

                                                                        

 
 
 

© 2008-2009 [ HACI SABANCI İLKÖĞRETİM OKULU ] Bilgi paylaştıkça Çoğalır...  Herşey Daha Mutlu ve Güçlü Türkiye İçin... [SİTEMİZDE] Bilgi yarışmaları, Canlı testler, Flash ders anlatım linkleri, Yararlı Linkler bölümleri. Sınıfımıza ait etkinlikler"Testler, Dökümanlar" ve Öğretmen siteleri bölümü ile özgün sorularla online sınav heyecanını yaşayın.... Bizi izlemeye devam edin...

 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol